hesabın var mı? giriş yap

  • ''ibrahimovic erkan'ı aradı iyi ki trabzon'u seçtin dedi'' diyebilen bir mafya kılıklı adamın lafıyla ''defolsun gitsin'' diyecek dengesizleri ortaya çıkaran reis.

  • trabzon maçında sarı kart görmeden önce üzerine doğru yumuşak gelen bir topu göğsüne alıp sürmek yerine omuzuyla ara pası atmaya kalktı, sinirden ayağa fırladım, kendini hala katar liginde zannediyor, çünkü porto’da böyle işlere kalkışmıyordu,
    ardından yusuf’un topu çizgiden mükemmel çevirmesine mukabil çift daldı, ya senin ne hakkın var adama çift dalmaya? sonra yusuf’u bir eliyle yerden kaldırır gibi görünürken aşağıdan ayağıyla tepikliyor, ikinci sarıyı o anda hak etti.
    ardından hakem düdüğü gözüne soktuktan sonra hakemi beklemeden 3. sarıyı hak ederek alıyor.
    porto’da 42 maçta 1 sarı kart gördü. orda 42 maçta 1 sarı kart görüyorken burada 60 dakikada nasıl 3 sarı kartı hakkedersin!?
    demek ki ortada bir ciddiye almama durumu söz konusu, cezası bitince şenol hoca direk sahaya çıkarmaz bir süre yanında oturtur,
    ki oturtması da gerekir..

    uğur meleke 24.08.2015 lig radyo.

    şu dünyada seninle aynı düşüncede birilerinin olduğunu görmek mutluluk verici.

    edit: imla

  • 1963 yılında bristol şehrinde ulaşım hizmetlerini elinde bulunduran şirketin siyahi ve hintli insanları çalıştırmayı reddetmesi üzerine çıkmış boykot.

    ikinci dünya savaşı sırasında ingiliz ordusunda hizmet vermiş ve savaş sonrasında birleşik krallık’a yerleşen 3000’in üzerinde hintli bristol şehrinde ikamet etmekteydi. bölgenin yerlileri tarafından ayrımcılığa uğrayan bu insanların istihdam olanakları sınırlıydı. çoğunluğu işsizlikle boğuşurken iş bulan şanslı kesim de piyasanın genelinden çok daha düşük ücretlerle çalışmak durumunda kalmıştı. bu sebeple bölgedeki hintliler uğradıkları ayrımcılığa karşı batı hint derneği’ni kurdular.

    bölgedeki siyahilerin durumu da hintlilerden farklı değildi. ırkçılık ve buna bağlı olarak istihdam olanaklarının azlığı nedeniyle işsizlik ve yoksulluk sorunlarıyla boğuşmaktalardı. kısacası beyazlar haricinde bristol’da kimsenin durumu iyi değildi.

    bölgedeki otobüs hizmetlerini bristol omnibus company adlı şirket yürütüyordu. 1963 yılının mart ayında guy bailey adındaki genç, şirkette çalışmak için başvuruda bulundu. görevliye randevusu olduğunu ve bunun için geldiğini söyledi. görevli şaşırdı ve mülakatı yapacak müdürün yanına gitti. müdüre saat ikideki randevu için gelenin siyah olduğunu söyledi. müdür görevliye “ona boş yerlerin dolduğunu söyle” dedi ve gönderdi. bailey tüm bu konuşmaları duymuştu ve bu duruma isyan etti. müdür bailey’nin isyanı üzerine odasından “siyahi insanlara iş vermiyoruz” diye bağırdı.

    guy bailey

    guy bailey olayından da anlaşılacağı üzere şirketin personel sıkıntısı vardı ama siyahileri işe almamak gibi bir politikaları söz konusuydu. ulaştırma ve genel işçi sendikasının tutumu da bu reddedilmeyle direkt ilgiliydi. sendika 1955 yılında siyahi işçilerin otobüs mürettabatı olarak çalıştırılmaması gerektiğine dair bir karar çıkardı. karar beyazların siyahlarla birlikte çalışmak konusunda duydukları endişe nedeniyle alınsa da esas mesela ekonomikti. eğer çalışan sayısı artarsa ücretler düşecek, iş güvencesi ortadan kalkacak ve emek için bir rekabet ortaya çıkacaktı. kısacası beyazların ırkçı tutumlarının arasında ekonomik kaygıları da söz konusuydu.

    tüm bunlar yaşanırken yerel meclisin de bu ırkçı tutuma destek vermesi sonucunda bölgede siyahiler, melez bir siyahi olan paul stephenson öncülüğünde batı hint derneği ile dayanışma sağlayarak eyleme geçtiler. stephenson ve dayanışma içinde olduğu gruplar tarafından 1963 nisan ayında bristol otobüslerinin boykot edilmesi çağrısında bulunuldu. boykota siyahiler, hintliler, üniversite öğrencileri ve akademisyenler katıldı. şehir merkezinde protesto gösterisi düzenlendi.

    paul stephenson

    komünist parti ile liberallerin de destek verdiği boykot giderek büyüyordu. ulusal çapta da büyük destek gören eyleme başbakan harold wilson’ın da destek çıkmasıyla, zaten boykot süresince kârları da oldukça azalan bristol omnibus company daha fazla direnemedi ve ağustos 1963’te işe alımlardaki ayrımcılığı kaldırmak zorunda kaldı. kısa süre sonra da siyahi ve asyalı insanlar şirket bünyesinde çalışmaya başladılar.

    boykotun başarısı üzerine 1965 ve 1968 yıllarında ırk ilişkileri yasası çıktı. 1965’teki kanun ile halka açık yerlerde renk, ırk ve etnik köken temelinde ayrımcılık yasaklanırken 1968’de çıkan kanun ile de konut, iş ve kamu hizmetlerini reddetmek de yasa dışı hâle geldi. bu anlamda bristol otobüs boykotu kamusal alanda ayrımcılığa yönelik bir farkındalık yaratarak siyaset kurumunu zorlayıp ülke genelinde eşitsizliklerin giderilmesi anlamında önemli bir mihenk taşı olmuştur.

    görsel

    görsel

    görsel

    kaynak: https://www.bristolmuseums.org.uk/…tol-bus-boycott/

    https://en.m.wikipedia.org/…iki/bristol_bus_boycott

    https://www.bbc.com/news/magazine-23795655.amp

  • yaşım 40'a dayandı benim. hayatımda izlediğim en sansasyonel derbi galibiyetlerinden birini izledim az önce. haksız yere penaltı gölü ye, aleyhine ikinci penaltı çalınsın ve kırmızı kart gör. sonra git deplasmanda fenere 4 gol at. nerden baksan tebrik edilesi. beşiktaş gövde üstünde baş, baş üstünde akıl bırakmadı, esti geçti. tebrik ederim.

    not: gs.

  • balık hafızalı fenerbahçeli arkadaşların kurduğu ıslak rüya.

    bakalım talimatname ne diyor.

    “iç sahada oynanacak olan son lig maçında kupa verilir”

    peki son maç dışarıda olursa ne yapılır? illa deplasmanda kupa kaldırıcam diyorsan deplasman takımına rica edilir. bir sorun görmezse orada kupa verilir. sonra geçer kendi sahanda istediğin gibi kutlarsın.

    peki galatasaray kadıköyde nasıl kupa kaldırdı?

    o dönemi hatırlamayanlar olabilir. galatasaray'ın kupayı kadıköyde kaldırıcaz diye bir talebi olmamıştır. talimatname gereği iki takımında şansı olduğundan ve play-off olduğundan kazanan şampiyoluğunu kutlar istediğin bir tarihte kupanı alırdın. hatta o dönem fenerbahçe ''ya biz kupayı getiricez ama galatasaray kazanırsa kupayı almasın'' diye bir talepte bulundu.

    https://www.hurriyet.com.tr/…de-kupa-krizi-20518534

    galatasaray'da buna karşılık ''o zaman kupayı stada getirmeyin. kazanan pazartesi günü kutlasın zaferini'' teklifinde bulundu.

    https://www.sporx.com/…ayi-alacak-mi-sxhbq279410sxq

    peki sonra ne oldu? galatasaray'ın kadıköy fobisine güvenen fenerbahçe ve demirören kupayı stada getirmeye karar verdiler.

    https://www.turkiyegazetesi.com.tr/…n-verecek-12179

    açıklamalara bak hele. ''kupayı getiricez, kazananı alkışlayıp kupasını vericez!!!'' tabi galatasaray taraftarı, yönetimi, futbolcusu, teknik adamı herkes şok. kimsenin böyle bir talebi yok. bu sırada yapılan görüşmeler bir sonuç vermiyor çünkü fenerbahçe taraftarı o sırada ''galatasaraya 3 mü atarız, 5 mi atarız'' muhabbeti yapıyor. herkes fenerbahçenin kadıköy'de galatasarayı yeneceğinden emin.

    kimsenin aklına gelmeyense bu maçın sonunda kupa alınacak olması. tabi galatasarayda herkes kinlenmiş. canını dişine takıp maçı berabere bitiriyor, kupayı hak ediyor. e tabi galatasaray hak ettiği kupayı istiyor doğal olarak. ama fenerbahçe ve tff çamura yatıyor tabi. tff ''yav kupayı biz size soyunma odasında verelim çaktırmayın.'' diye ısrar ediyor. fenerbaçe stadda kupayı kaldırırlar diye ışıkları döndürüp sahayı suluyor.

    ama galatasaray kinlenmiş. madem getirdiniz kupayı kaldırıcaz diyor ve kaldırıyor.

    fetö metö diye sayıklayan arkadaşlara söyleyin olayın içeriği linkleriyle beraber aktardım. bir daha böyle bir şey olması ihtimal dahilinde değil yani. galatasaray istemediği sürece o kupayı stadına getirtmez. sende kaldıramazsın.

    edit: terimin cezası iptal edildiği için kulübedeymiş pardon gecenin bir yarısı yazınca o kadar hata oluyor.

  • kadınlar vnl kazanmış, üstüne avrupa şampiyonu olmuş, yetmemiş olimpiyat elemelerinde yedide yedi yapıp tüm grupların en iyisi olup dünya kupası şampiyonu ilan edilmiş , 22 maç üst üste kazanırken dünya sıralamasındaki ilk 10’un hepsini yenmiş.

    bizim dallamalar geliyor abartmayın ya, amma abarttınız diyor. bu ülke insanının bir bölümü harbi tam tiksinmelik , ayrı bir tür.