hesabın var mı? giriş yap

  • sağlam bi sopayla bütün psikolojik problemlerinden kurtulabilecek kardeşimizdir. iki dakika seyrettim hayattan soğudum resmen. allah ana babasına sabır versin.

  • bu filmi her izleyişimde babamı* bir kere daha seviyorum. küçüklükte annemle babamın ufak tefek çatışmalarında bilmeden babamın tarafını tutma nedenim buydu belki de.
    sormadan da edemiyorum, insanların mutlu olduğu yerlerin ve hallerin farklılığı mı bunca çatışmanın sebebi, yoksa koskoca bir aç gözlülük mü?
    bilemedim. gitmek bir kere daha çözüm olmuyor onca soruna, anladığım diğer bir şey budur mesudiyeli mesut'un hikayesinden.

  • cevabi umrumda dahi olmayan sorudur.

    ben kadinim ve hemcinslerime birsey soylemek istiyorum: neden ama neden bir erkegin sizi sevmesini bu kadar umursayip kendiniz olmak yerine sirf o sizi sevsin diye olmadiginiz biri gibi hareket edesiniz ki? hayat bunun icin cok kisa degil mi?

    bir erkek sizi sevmezse eksik degilsiniz su hayatta, sunu bir anlayin. kendinizi sevmezseniz eksiksiniz.

    kendinizi sevin, kotu yanlarinizi elbette degistirmeye calisin ama yapmacik davranmayin. bu bir erkegi size asik etmez bence ama hayatta mutluluga sizi bir adim daha yaklastirmaz mi?

  • 15 gün önce askere uğurladığımız arkadaşın güncellemesidir:

    durum: şafak 160

    altındaki yorum, yarılma sebebini açıklıyor:

    yorum: gerizekalı, kısa dönemsin sen zaten 155 gün askerlik yapacaksın.

  • bizim köpek biz yemek yerken yanımızda bekler. yemeğe falan sulanmaz ama başka bir yere de gitmez. çünkü bilir ki yemeğin sonunda bir ihtimal bir şeyler ona da atarız. çoğu zaman bundan kaçınıyoruz malum bizim yediğimiz yemekler köpeklere pek faydalı değil. bakmayın sokak köpeklerine onlar açlıktan tahta bulsalar yiyecek durumdalar. yoksa çerçöpten bulup yedikleri yemek artıkları da onlara son derece zararlı.

    bizim köpeğin bu yemek sonunu bekleme huyunu bildiğimizden, bir şey verecek olursak öncesinde iki üç hareket yaptırıyoruz. emir komuta zinciri talimi yapsın, eğitimini pekiştirsin diye. mesela "otur, pati ver, afferin" deyip yemeğini veriyoruz. onun da en itaatkar zamanı o zaman oluyor. normalde üç kere tekrarladığın emri çat diye yapıyor. hatta öyle ki patiyi sen istemeden veriyor o kadar alıştı o rutine. ekmeğini patiden çıkarıyor.

    geçenlerde bir şey deneyelim dedik. yemek sonunda artan bir et parçası için sevgilim bana döndü, "sedat otur" dedi, oturur gibi bi kaykıldım. köpek şaşkın şaşkın baktı "noluyo lan?" dercesine. olayı anlamaya çalışıyor. "pati ver" dedi, pati verdim ve...

    havlaya havlaya üstüme koştu. "napıyosun yaaa sen!!? ne ekmeğimle oynuyorsun!!!" der gibi. normalde bize böyle tepkisel havlamışlığı hiç olmamıştı. kırk yılda bir havlasa da bu "hadi gel oyun oynayalım" diye olurdu. hayvan ilk defa adalet için isyan etti. ne de olsa yemeğin başından sonuna bekleyen oydu. halbuki ben sonunda iki üç hareketle ete konmuştum. aklıma bir anda bilim adamının suratına hıyar fırlatan gelir eşitsizliğine tepki veren kapuçin maymunu geldi. (bkz: kapuçin maymununun eşitsizliği reddetmesi)

    gerçi adaletten mi yaptı yoksa bencil bir tekelcilikten mi bilemiyorum onu bak. otopark mafyası gibi yemek sonu artıklarına çöreklenmiş de olabilir. belki arkadaşları olsaydı onlar da ellerinde sopalarla dalardı bana. bak o da olabilir.

    yine de her gün bizi şaşırtıyor adi köpek.