125509 entry daha
  • bugün on beş milyonluk şehirde tesadüfen teyzemlerle karşılaştım. kadıköy sahilde yürüyodum, günde 20000 adim tamamlamak için birden normalde ankarada yaşayan teyzem ve eniştemle karşılaştim. ben onların istanbulda olduğunu bilmiyodum, tesadüf ama çok garip; milyonlarca insan arasında teyzem ve eniştemle normalde hiç gitmediğim bir yerde rastlamak.
  • ekşide bir hatunla tanışmıştım. güzel diyaloglardan sonra karşılıklı foto göndermeye geçtik. hatun yolladı fotoğrafı, sağdan bakıyorum, soldan bakıyorum, arkada bir göl manzarası, ecnebi stilde yapılmış bir ev ve ortada ingilizlere benzer beyaz tenli bir hatun. dedim bu sen değilsin.
    ulan niye başkasının fotoğrafını yollayayım dedi.
    dedim şundan, bundan, kendimce açıklama yapıyorum tabi. tek tek gerekçelerimi yedirdi bana. ben bir mahcup, bir mahsun, ama herzeyi yedik bir kere. neyse sonra affettirdim kendimi. benim için ekşiden tanıştığım en kıymetli kişilerden birisi olur kendisi şimdi.

    geçen gene ekşiden bir hatunla sohbet ediyoruz, geçtik başka bir sosyal mecraya. hani resim dedi, yolladım, yok bu sen değilsin dedi. üzerinde nick yazan selfie istiyor. twitterda çıplak haliyle kendi nickini yazdıkları kağıdı paylaşan hatun profilleri aklıma geldi. bir an elimde kağıt, üzerinde benim nick, dal daşşak sırıtık bir pozum aklımda canlandı. yoğ amk dedim, hemen sahneyi çöpe attım.
    bir taraftan da içimden, yaşattığını yaşarsın durumu gibi oldu resmen diye geçiriyorum. hatunu hem anlıyorum, hem kızıyorum, hem de kızamıyorum. dedim bu fotoşop kolay değil, biliyorsun aynı adamı, üstelik farklı pozlarla bulmak, üzerinde biraz oynama yapmak gerek. şimdi ikinci fotoyu yollasam gene inanmayacak, bu iş vukuatlı nüfus kayıt örneğine kadar gider gibi geliyor bana.
    hatun, valla bendim o adam, hakkatten bak.
  • kumarda kaybettik.aşkta kazancaz mı ne?
  • bir seyleri eksik mi yaptim acaba düsüncesinden her ne olursa olsun kurtulamiyorum.

    başima gelen her seyi bir neden sonuc iliskisiyle bagdastırmaya calisiyorum, gecmiste yaptigim hataların sonucuyla ilinti kurmaya calisiyorum.

    edit: yazım yanlışı
  • ..
    ama bu kez çok tanıdıktı..
    çok.. nasıl desem, yarım bıraktığın yerden devam etmekti tam.
    hiç bitmemiş gibi.. aslında hiç arınmamışım gibi!

    neler oldu..
    neler oldu neler...
    hastanedeki günü falan hatırlıyorum mesela..
    ne bileyim, hiç de önemli bir şey değil.. gibi.
    endişe mesela, neredeyse hiç yok.
    rahatlık da yok ama.
    çocukken binilen en hızlı lunapark oyuncağındaki gibisin ya!
    -yaa! sizce haksız mıymışım??-

    ama frenler hala tutuyor, bu kuşkusuz.
    öyle requiem for a dream bir durum yok çok şükür.
    -(tanım : bir ateiste 'çok şükür' kalıbını ciddi ciddi kullandırabilecek bir şey.)-
    o yüzden ne endişe.. ama işte eksik olan şey endişe değil zaten, yabancılama.
    yabancılamak ancak, sana tanıdık gelmeyen bir şeye gerçekleşmez ki. arınmak diye bir şey yok demek olur bu. her bok hala içimizde bir yerlerde, ama hapiste!
    beynimizin hapsinde.. ama anahtar bilincin elinde!
    hiç ona güvenilir mi?! ama oyunlara gelecek, ama yansımalara, ama kırılmalara, algısı vergisi bozulacak ve sonuçta ne algılamak isterse onu algılayacak bir biçimde!
    haber kolay yayılmaz mı aynı beden içinde, hemen en yakınında beyin, içinde bilmem kaç bin hücre..
    hapisteki hormonlar nezaretlerinde!
    e kaçarlarsa?
    bildiğim kadarıyla içeride çok adamları var, pek çoğu gardiyanlarından oluşan!
    arınmak diye bir şey yok bu durumda..

    ama fren var.
    e her kırmızının da bir yeşili var..

    o zaman,
    napcan?
    yaramıyorsa içmiycen başkan.
  • bugun mutlu rolu yapmak cok zor geldi. ıcime bir taş oturdu sanki, cikmiyor nefes alamiyorum. normalde daha iyi yonetirdim bu tur gunleri, olmadi bugun. aglayamadim doyasiya belki ondandir. neyse yarin aglar rahatlarim belki
  • tam gülümsemeye başlıyorum, bazen bir nota bazen bir çift göz bazen de bir ayna gelip oturuyor içime. çok yoruldum. nefessiz kalıyorum bazen.

    biraz ağaç kokusu biraz da yeşil iyi gelecek bana. o zaman tüm karmaşadan kaçıp kendimi dinleyeceğim. kim bilir bu sefer bir çift göz, bir nota ve bir ayna engel olmaz gülümsememe.
  • bugün 14 yaşındaki kuzenim yalnız kaldığımızda durduk yere ben x kişiyle çıkmaya başladım dedi. eeee dedim. bir gözleri var deniz gibi, bir saçları var ipek gibi diye anlatmaya başladı. evladım senin önünde gireceğin bir sınav yok mu, ödevin yok mu diyemedim. o kadar saf duygularla hoşlandığı insanı tasvir ediyordu ki oturup yarım saat dinledim. yemin ederim kıskandım seni çocuk .saf duygularını utanarak anlatışını,içindeki o heyecanı, istemsiz yüzünde oluşan tebessümü kıskandım..
  • hayatta hep başarısız olun amk. hep çuvallayın. hiç bir işiniz yolunda gitmesin çünkü etrafınızda ki insanlar bunu istiyor. sizin başarısız olmanız onları rahatlatıyor.

    birisi kazandan başını çıkardı mı onu alttan direk çekiyorlar.
  • ben neyin kafasini yasıyorum çok merak ediyorum.
149477 entry daha
hesabın var mı? giriş yap