994 entry daha
  • anlamakla beraber hak da veriyorum.
    bakalım hayırlısı...
  • bir ömür yeter bana bu armağan.

    en beğenilenlerde görmüştüm, bu durum ya aşırı alkol alan ya da ağır depresif insanlarda görülüyormuş. ikisini de farklı zamanlarda(3 yıl fark) yaşayan birisi olarak, bu zamana kadar iyi yaşamışım dedim. çünkü her şey çok saçma, her şey çok anlamsız ve boş. bunu buralarda magic mushroom patlatınca daha da iyi anlıyorum ki insanlar da zaten artık yeter, bana saçma kelimesini kullanma, diyor.

    işsizlik dönemimde teras katta kendimi boşluğa karşı koşup hızlanarak denedim ancak yavaşlayarak başarısız oldum. ancak bunun altı boş değildi. küçüklükten beri gelen başarı baskısı, okursan her şey iyi olacak baskısı ancak öyle veya böyle okuduktan sonra hiçbir şeyin eğrisinin doğrıusuna gelmemesiyle ortaya çıkan işsizlik ve işe yaramazlık hissine sebep olmuştu. yaklaşık 4 yıllık bu süreci böylece sonlandırmaya karar vermiştim ancak başaramamışıtım. amına koyduğum yerinde ben her mülakatta gerek askerlik gerekse sik sok başka sebeplerden red yerken akranlarım hep güzel işler buluyordu. hiçbir şey de onlara engel olamıyordu. sonra siktir olup askere gittim ki o da dünyanın en boktan işlerinden bir tanesiydi.

    torpil olaylarının amına koyim. hiç yapmadım, yapmakla itham edilmeme rağmen. hiçbir zaman kul hakkına girmek istemedim.

    yıllar sonra, 34658376454 iq kaybı ve motivasyon puanı kaybı ile bir şekilde bu geçti, inanabiliyor musunuz işe bile girdim. bu sefer de sevdiğim kadının beni bir şekilde hayatına oturtamamasıyla başlayan bir süreç yaşadım. okuduğum okul, yaptığıım iş, yaşadığım hayat, vb... bir şekilde tam oturtulamıyordum, bunu bir şekilde hep hissettim. bir gün onun yakın arkadaşının düğününde, aşırı içtim, öyle böyle değil felaket içtim ve hatırlayamasam da onu bir şekilde rezil ettim. eve yürüyerek dönerken o, beni onu ne kadar rezil ettiğimden ve ne kadar rezil birisi olduğumdan konu açmıştı. daynamadım gerçekten ve iyi yüzme bilmeyen, geceleri de deniz karanlığından çekinen birisi olarak her şeyi boş ve anlamsız buldum ve denize yürüdüm, su yüzeyi boyumu geçene kadar. onun hıçkırıklarını duyana kadar devam ettim, devamında da dayanamadım artık geri döndüm. ama gerçekten ikinci kez ölmek istemiştm. yapamadım; aradan 5 yıl geçmiş ancak keşke geberip gitseydim o da hayatını rahatça yaşasaymış diyorum.

    sonuç olarak, anlıyorum. gerçekten anlıyorum. çünkü yaşadıım. yaşayabileceğimi de hiç düşünmemiştim. dümdüz bir insanım yani ya.

    ama olmuyor. yapmayın bunları. yalnız yaşamayı, kendinize yetmeyi öğrenin. günler, hayatlar, insanlar gelip geçici.

    ölseniz de gam yemeyin artık. bırakın, gitsin.

    çünkü dünyada ölümden başkası yalan.

    yaşayın ve bir gün bitsin, kaderiyle ama...
  • intiharın ağır depresyon vs. geçirmenin yanısıra, genetik bir durum olduğunu duymuştum, yani o gene sahipseniz, intihara yatkınlığınız var demektir, sülalenizdeki intihar vakalarının çokluğu yada yokluğu size fikir verebilir.
  • yaş ilerledikçe yaşanılanların ve bize yaşatılanların ağırlığını daha çok hissettikçe anlaşılabiliyor aslında intihar isteği ve hak da verilebiliyor.
  • siz siz olun zeki olanlardan değil mutlu olanlardan tavsiye alın. güzel bir cümle.

    kaynak
  • böyle bir insanı ne anlıyorum ne hak veriyorum.çünkü bu hayatta o kadar farklı ve zor şeyler yaşamış insanlar tanıdımki.maalesef bu yol korkaklık ve kolaycılıktan başka birşey değil.her zaman daha iyi bir seçenek vardır en azından ben böyle düşünüyorum.mücadele etmek aramak taramak o her ne ise onu kovalamak lazım.bunu yapmak kişinin kendi elinde küstüm oynamıyorum mantığıyla nereye kadar gideceksin.sonuçta kendinden vazgeçen bir insandan başka insanlar neden vazgeçmesin? kendini sevmeyen kendine tahammül edemeyen birisini başkası neden sevsin veya tahammül etsin?ya karanlığa küfredersin ya güneşe yürürsün.tamamen tercih meselesi yani.
  • her intihar haberini gördükten, okuduktan sonra içimi ölen kişi adına bir üzüntü kaplıyor. nasıl bir derdi vardı, hangi psikolojideydi ki de kendinden vazgeçebilecek bir hale gelmişti. açıkçası mental olarak sağlıklı bir insanın kendi yaşamına son verebilmesi, kendi yaşamını isteyerek sonlandırabilmesi çok zor birşey.
    yıllar önce bir film izlemiştim cave diye. bir grubun yer altında mağara gezisinde yaşadıklarını anlatıyordu. yaşlı bir adam vardı ekipte, tecrübeli yanında da genç oğlu. bir noktada yaşlı adam bir yerini kırdı. ortamdaki koşullar öyle bir noktaya gelmişti ki, yaşlı adamın beraberlerinde taşınması durumunda yavaşlayan ekip, en azından kendisine fiziken destek olan kişi de mağaradan sağ çıkamayacaktı. yaşlı adam insiyatif aldı, beni öldürün, bu şekilde bırakıp uzun süre acı çekmeme izin vermeyin dedi. itiraz, mitiraz en sonunda istek kabul edildi. kenarda akan derince bir su var ve birisi yaşlı adamı suda boğacak.
    işte yaşama arzusu nedir'i o kadar güzel hissettiren o sahneyi unutamıyorum.
    yaşlı adamın kafası suyun altında iken bir süre sonra üstte, kendisini boğmaya çalışan adama karşı direnmeye başladı, yavaş yavaş son mücadele ve hayattan kopuş.
    yüksek bir yerden atlayıp intihar edenleri görüyorum. geçenlerde yüksek bir binadaydım. 46. kattan aşağıya bakarken kıçım yarım metre geride, pusmuş bir şekilde etrafa bakınıyordum. ama kendinden vazgeçen insanlara bakıyorsun çıkıyor, bacağını sallandırıp oturuyor ve kendisini bırakıyor.

    şu dünyada yaşamayı hak etmeyecek, başkasının canını yakmaktan, başkasına zarar vermekten kaçınmayan binlerce, milyonlarca insan varken, sen ki başkasına zarar vermeden, dünyayı bu kötülere bırakıp niye o zor olanı yapıyor, kendinden vaz geçiyorsun.
    ben intihar edenleri anlayamıyorum. biraz kızgınlık/burukluk, biraz da üzüntü. hiç mi umut yoktu?

    tek diyebileceğim allah taksiratlarını affetsin.

    allah taksira
  • damdan düşenin halinden damdan düşen anlar.

    nasıl yani?

    yani o psikolojik süreçten bir şekilde geçmiş olanlar anlar.

    damdan yuvarlanıp da tam düşmek üzereyken son bir hamleyle hayata tutunanlar anlar.

    kimileri dama geri çıktı bir şekilde. kimleri hala sallantıda, kimileri çoktan kendini boşluğa bıraktı bile.

    herkesin hayata tuttunuş ya da tutunamayış hikayesi farklı.

    allah korkusunda yaşayan da var.
    sevdikleri üzülmesin diye yaşayan da.
    kimilerinin ise intihara bile cesareti yok...
29 entry daha
hesabın var mı? giriş yap