1272 entry daha
  • kriz damat berak albayrak hazine va maliye bakanı olduğunda başladı. şimdiki ekonomik krizin ve enflasyonun başlıca nedeni pandemi ilan ediliyor, dünya için bu doğru fakat türkiye için başlangıç damadın ucuz tl teorisi. hangi danışman ikna etti aklına soktu artık oralara dava açılmaması için girmiyorum. tl ucuzlasın diye ellerinden geleni yaptılar. rezerv 128 milyar doları erittiler para bastılar falan tl bolluğu yaşandı ve bu liralar ekonomiye sokulması için kredi olarak imtiyazlı halka dağıtıldı.

    ucuz faizlerle kredi çekip 100 bin liraya araba 300 bin liraya ev alanlar o kadar fazla oldu ki ilk ve ani talep onlara oldu. kimse çalışıp alnının teriyle biriktirdiğiyle edinmedi bu malları. o dönem kredi çekip çekip ev araba sahibi olmaya başlayanların arabaları bir milyon evleri üç beş milyon oldu şimdi.

    ev araba kredi alamayanlar dolar artacak yeteni çekip dolar altın alayım kârını alır geri kalanla krediyi kapatırım en kötü düşüncesine girdi. işte ekonomik çöküşün başladığı o evre. kimse karnından konuşmasın herkes bunu ya yaptı ya yapmayı düşündü.

    sonra pandemi patlayınca tek yapılması gereken kiraların ertelenmesi kanununun çıkarılmasıyken, boş iş yapmayan kapalı dükkanlar para kazanamıyorken işletmeciler kirasını mülk sahiplerine ödesin mülk sahipleri iki ay o gelirden mahrum kalmasın diye ekonominin tüm ayarlarıyla oynayıp hayvan gibi para basıp dağıtıldı. teşvik, kredi, kredi kartı, nakit avans almayanı dövüyorlardı. o kadar bol para olursa tabi enflasyon olur. üretim durma noktasından yeni yeni aktif hale geliyorken para bol ama ürün az olunca fiyatlar çılgın gibi artmaya başladı. maaşlar artışa yetişemedi ve maaşlı çalışan herkesin alım gücü bile isteye düşürüldü. maaş yetmiyor diye isyanlar çıktı. maaşlara zam yaptılar maaşlara zam yapıldı diye ürünlere bir daha zam yapıldı. enflasyon ateşine odun atmaktan başka bir işe yaramıyordu maaş zamları. sadece şu işe yaradı bu durum: maaş artacak ciddi oranda diye borçlanma iştahı arttı kimse yalan söylemesin. ödenilen sabit tutarlı krediler aşırı ucuzladı üzerine bir daha kredi çekildi bu kısır döngüye girdi ta ki 2024 mehmet şimşek efektine kadar.

    mehmet şimşek acı reçeteyi sadece halka içirerek toparlamaya çalışıyor damadın ucuz tl enkazını. kamu lay lay lom israfa devam ettikçe psikolojisi bozuluyor herkesin. 2028 de ancak tek haneli enflasyona gelebiliyoruz.

    ya da tl den bir sıfır atıp enflasyonu yine tek haneye indirdik işte oyunu da görebiliriz. belki de insanların fiyat algısının kazandırılması için gerekli olan da bu.
  • 2020 yılında 40. yaşımı kutladık. doğum günü yemeğimde arkadaşım o gün bankada kredi işleriyle uğraştığını anlatınca ne kredisi diye sordum. yatırım için küçük bir ev almış, onunla ilgiliymiş. hatta başka bir yakını için de aynı siteden bir eve kapora vermiş ama kredi işlerinde sorun olmuş. kendime hediye almadığım aklıma gelince iyi dedim ben alayım. iki hafta sonra tapu elimdeydi. bugün kredi kartı limitim o evin satış fiyatı kadar.
    2021 yılında 41 kere maşallah düsturuyla doğum günümde arabayı yenileyeyim dedim. ödemeyi yaptım, araç gelsin diye haftalarca bekledim, tam anahtarı aldım haftasına dolar şahlandı çip krizi bilmem ne derken orta sınıf diye aldığım arabanın fiyatı uçtu gitti. bu sene 2 kişi 1 haftalık tatilin fiyatı o gün arabaya ödediğimin yarısı kadar.
    2022 yılında çok bir bahane bulamadığım için ekstra tatil kaçamağı ısmarladım kendime, bir bağ evine gittik. o tatile ödediğimiz parayla bu sene aynı bağdan birkaç şişe şarabı ancak alıyoruz.
    2023 yılında telefonumu yeniledim. aldıktan sonra önce harca sonra telefona zam geldi. son modele verdiğim parayla bugün 2 önceki model satılıyor.
    yıllar geçiyor, hediyeler küçülüyor.
    doğum günüme 2 ay kaldı. yıllardır evin zeytinyağını aldığım yerden aramışlardı, yeni ürünleri ödül almış avrupada. kendime 5 lt zeytinyağ alayım diyorum. söylerim fiyonk bağlayıp yollarlar.

    varlık yokluk meselesi değil bu. elbette açlıkla, evsiz-işsiz kalmakla sınanan bir insandaki etkiyle aynı değil. ama bu kadar kısa sürede bu kadar büyük farklar görmek hem karamsarlığa hem de umutsuzluğa sebep oluyor. literatüre bugün aldığımı yarın alamayacağım korkusu adından bir hastalık eklense yeridir.
    bu bir kriz değil, bu cana kast. bu cinayet.
  • ekonomik krizin dibi yaşanıyor. size birkaç örnekle anlatayım.

    üst katta oturan 2 çocuklu kadıncağıza ev sahibinin oğlu en kısa sürede evi terket diye telefon etmiş. en düşük kira 15 bin civarı ve bu kadının sabit geliri yok.

    yakın arkadaşıma ev sahibi çık demiş, temmuz ayında çıkacak. yine aynı semt kiralar en düşük 15 bin civarı.

    eski iş yerinden 2 arkadaş ev sahiplerinin istedikleri ödenemez artış yüzünden ankaradan memleketleri olan kırıkkaleye göç ettiler.

    krizden ziyade buhran var. ekonomik sıkalaşmaya alt tabaka çok fazla dayanamaz.
  • enflasyonist süreçte harcama yapmayı matah bir şey zanneden devasa ve bilinçsiz bir kitle var dışarda. bu nedenle mevcut kriz yıllarca ve artarak devam edecek gibi duruyor.

    literatürde enflasyonu düşürmenin tek bir reçetesi vardır: işsizliği artırmak. (faiz ancak tek haneli enflasyon seviyelerinde işe yarar)

    #164370965
  • ülkede her şeyin aşırı kalitesiz ve nispeten ucuzu bulunduğundan bir kesim tarafından hissedilemeyen kriz. zaten bu kesimin beyninde yediği makarnalardan ötürü sis oluşmuş durumda. kaşar peyniri yerine tost peyniri yiyor, kahve olarak bim/a101’in üçü bir aradasını içiyor. zeytin yağı yerine çiçek yağı, tereyağ yerine margarin tüketiyor. bi kafeye falan gitmek yerine alıyor bimden luppoları tatlı ihtiyacını gideriyor. protein alayım, organik yiyim gibi tasaları da yok. giyindiğini 5-10 yıl giymeye çalışıyor. gelişmiş ülkelerde yaşayan insanların standartı hakkında bilgi sahibi değil kafası rahat. size de aynı şekilde düşünmemeyi tavsiye ediyorum.
  • yıllardır beklenen fırtınanın yaklaştığını herkes hissediyor bu sefer. 20 yıldır kriz muhabbeti yapan kronik siyasi yorumculardan bahsetmiyorum. aklı başında iktisatçıların hepsi ölüm soğukluğunda yorumlar yapıyor.

    bu soğuk kanlı yorumlar beni korkutuyor. allah hepimize yardım etsin. short termism (yakında seçim var diye vur patlasın çal oynasın seçim yatırımları) bağımlısı bir siyasi sistemde 2028’e kadar seçim olmadığı için ekonominin arınma gecesini yaşayacağımızı düşünüyorum.

    şunu da belirteyim: tüm dünyada genç nesil sefilleri oynuyor. boomerlar yaşadı eski dünya düzeninin son güzelliklerini. şimdi yeni dünya düzenine geçiş sancılarının hepsi orta yaş ve özellikle gençlere çektiriliyor.

    instagram’da isim vermeyeyim hollywood’un meşhur çok meşhur bir kadın oyuncusunu gördüm inanamadım. o bile orasını burasını açtığı videolar paylaşıyor izlenmek için. instagram iğrenç bir dijital striptiz kulübü oldu. bağımlı derecesinde severdim, giremiyorum artık tiksintiden. meslek ismi vermeyeceğim ama her meslekten herkes mesleki paylaşım yapıyormuş gibi görünürken “sex sells” paylaşımları yapıyor.

    inanın kızamıyorum da insanlara. bir şekilde standartlarını korumak hayata devam etmek istiyorlar ve normalleştiği ölçüde çıplaklık ve erotizm üzerinden izleyici çekmeye çalışıyorlar. ve normalleşme çığının çapı git gide büyüyor bu sebeple.

    berbat bir dikkat eksikliği ve erotizm var sosyal medyada. çok kötü, çok üzgünüm gelecek nesiller için. kendim için bile üzgünüm hatta sanırım. “bile” diyorum çünkü ben aşırı minimalist ve kendinden vazgeçmiş bir adamım. ona rağmen üzülüyorum kendi halime de. arkadaşlarım, dostlarım, birçoğu ya toksik red pillci oldu ya toksik sjw. arası yok çünkü. eskisi gibi şakası da yok ama bu pozisyonları üzerinde taşımanın.

    toksik red pillcilik bu fırtınayı unutturan, eski dünya düzeni uyuşturucusuna dönüşmüş durumda. “andrew tate” gibiler de bunun ekmeğini yerken kaostan besleniyor aslında.

    toksik sjw’lik ise işi artık legal yaptırımlar boyutuna taşımış bir tiranlık pozisyonuna döndü. star wars’taki imparatorluk güçleri kafasındalar. bütün jediların (eski dünya düzencilerinin) yok olmasını istiyorlar

    her şeyin sebebi iktisadidir. dünya yeni bir düzene geçiyor. amerika 90’lardaki amerika değil. özgürlük bile artık eskide kalmış bir heykel adı sadece. kısıtlanma, kapsanma, sınırlanma, bastırılma, sıkıştrılma çağındayız.

    huzursuzluğumuz had safhada. yanlış anlaşılırız ya da iftiraya maruz kalırız korkusuyla pek çok normal ve sıradan davranışımızı bile otosansüre uğratıyoruz kendiliğimizden. çünkü biliyoruz ki bu yeni ifşa dünyasında gerçek, güçlü ve sesi yüksek çıkan gerçeğin ne olduğunu söylüyorsa odur. önemli olan nasıl göründüğü! görüntü çağındayız çünkü aynı zamanda. basketbola bile yansıdı bu. eskiden oyuncular “faul almaya” çalışırdı. şimdi “faul göstermeye” çalışıyorlar. ve bu da normalleşmiş durumda.

    kredilerimiz de tüknemiş durumda. tek jetonla oyun bitirmeye çalışıyoruz adeta. bu yüzden hata yapmayalım diye insanlığımızı terk ettik. birine yardım etmek, selam vermek bile “ya yanlış anlaşılırsa” girdabında kayboldu. jetonumuz yok.
  • tost yapmak için ocağın üzerinde ısıtılarak kullanılan, iki basit demir parçasından oluşan sikindirik ve paslanmak için her gün tanrıya dua eden, saçma bir alet var ya hani.
    a101'de 479 tele. 479

    donald trump birkaç sene önce, “türkiye ekonomisine zikimi daşşağımı sürdüm yiyebiliyosanız yiyin” minvalinde bi açıklama yapmıştı, inanmamıştık.
    “ yok la ekonomiye nasıl sürtecek manyak manyak konuşuyo” demiştik.
    sürttü galiba.

    bence sürttü. kesin.
  • makarna ile doyuyorum çoğunluğu olduğu müddetçe kriz mriz yok.

    22 yılın sonunda barınma ve beslenme bile sorun haline gelmiş.
    saglık hizmetine erisemez olmuşsun.

    uçan kaçan türkiye he ya hulovvv.
  • akp yüzünden ortaya çıkan, 22 yıla yayılmış bir yoksullaşmanın 2024 ayağıdır bu kriz.

    bu yoksullaşmada akp'yi seçen ve ana öğünleri makarna olan kitlenin de yarı yarıya payı vardır.
  • yazmayayım yazmayayım diyorum ama şu kokoreç üzerinden ehonomi çoğ eyi tesbiti sanırım bende en nihayetinde kayışı koparttı, olum sizin anne babanız falan yok mu, yoksa küfür fetişistimisiniz :)

    yok eğer ciddi ciddi bu tür durumları yorumlamaya kalkıyorsanız en yakın zamanda sağlam bir psikiyatriste görünün, yoksa günün birinde eskort olan bir eğlence mekanına gittiğinizde boş bir masa, dolayısıyla eskort göremezseniz tüm ülkeyi orospu sanırsınız; tüm masalarda en az bir eskort vardı abi, yer olup bana da ek bir masa getirebilseler demek ki benim masa da boşta kalmayacaktı. ekonomi üzerine saç dökmüş, kadayıf olmuş aşil totoları ve takılan o gözlükler sebepsiz değil, bunların kürsüleri var, alanında otorite olan bilim adamlarından oluşan nitelikli dergileri var, bırakın saçmalayacaksa bu adamlar tespit sıçsın. son söz; 1-daha önce biri söylemiş mi ya da aynısı var mı bilmiyorum ama nazarımda “alimin yanlışı cahilin doğrusundan daha muteberdir” 2-islamın altıncı şartı, haddini bilmektir -bana kalsa daha temele inilip insanlığın ilk şartıdır demek lazım-…
16 entry daha
hesabın var mı? giriş yap