• insan beyninin yanlış çıkarımlar yapmasına neden olan eğilimlere ya da insanın bir konudaki kararını etkileyen psikolojik olgulara "cognitive bias" adı verilmekte. tam olarak karşılamasa da cognitive bias'a türkçe'de "bilişsel önyargı" diyebiliriz. "bilişsel yatkınlık, bilişsel eğilim, bilişsel meyil" hatta "peşin hüküm" şeklinde bile kullanılmakta.

    bilişsel önyargı algılarımızdaki eğilim ya da 'taraflı algı' olarak açıklanırken sayısal bulgulara ya da matematiksel kurallara karşı bile inandığımıza hala inanıyor olmak ya da inanmayı sürdürmektir. sayısal olarak kesinlik içeren bir olasılığı reddedip önyargıya devam etmek "bilişsel önyargı" olarak açıklanmaktadır.

    bilişsel önyargı kapsamına birçok psikolojik olgu/ etki girerken bunlardan en bilineni ikea etkisidir. sözlükte bahsedilmiş olan ikea etkisini tekrardan anlatmaya gerek görmüyorum ama karar verme, insan yargılama gibi alanlarda da görülen bilişsel önyargı, keyfi bir davranış olmayıp insanların deneyimleri sonucu vardıkları eğilimlerdir.

    örnekle anlatsana lan piç diyenler için: şimdi işe girerken kapıdaki güvenliğe her gün günaydın deyip giriyorum binaya. o gece üst kattakiler parti verdi, kibariye dinlediler son ses, sabaha kadar tepindiler ve ben rahat bir uyku uyuyamadığım için sabah geç uyandım işe de geç kaldım haliyle de merdivenleri telaşla çıktığım için güvenliğe günaydın diyemedim. peki bu durumda güvenlik ne düşünür? 1. "ya adam şirkette en üst kademedeki insanlardan biri, ben lise mezunuyum güvenlik olabilmişim, adam her gün bana selam mı verecek? beni küçük görmeye başladı ve bundan sonra günaydın demeyi bırak yüzüme bile bakmaz." 2. "abi adam telaşlı görünüyordu merdivenleri hızlıca çıktı. acaba bir sıkıntısı mı var?" iki düşünce de bu olaya karşı verilen yanıt diyelim. ikisi de bundan sonra bize günaydın diyen o kişiyle olan ilişkimizin geleceğini belirleyecek. beyin çoğu zaman en kötüsünü düşünmeye isteklidir diyoruz ya* hah işte bu bizim yaşadıklarımız, hayatımız, ilişkilerimiz ve bunlar sayesinde gelişen? kişiliğimizle oluyor. bunu değiştirmek gerçekten çok zor, istesek de zor, ki istemiyoruz da zaten. sadece şunu diyeceğim geriye çekilip olaya helikopterden bakıyormuş gibi bakanlar var ya işte onlar her zaman kazananlardır.
  • `http://baldwinlab.mcgill.ca/…be/onlinedotprobe.html`
    kanada mcgill üniversitesi’nden dr mark baldwin ve dr stephane dandeneau tarafından geliştirilmiş bir test. bir çeşit dikkat alıştırması yaparak senin dikkat yönelimini ve dolayısıyla bilişsel ön yargını hesaplıyor. olumluya mı yoksa olumsuza mı yönelme eğilimimiz olduğunu ölçümle verebiliyormuş. ilginç geldi.
    kaynak: avucunun içindeki dünya
  • bu konuyla ilgili olarak, önyargılarımızdan birkaçını şöyle sıralayabiliriz.:

    —ulaşılabilirlik kestirme yolu (availability heuristic):
    herhangi bir konuda karar verirken; daha çok maruz kaldığımız, aklımıza daha çabuk gelen sonuçlara karşı eğilim göstermemiz durumu.
    akla ilk gelen örnek: istatiksel olarak uçak kazası sonucu ölüm ihtimaliniz, araba kazasında ölme ihtimalinize göre oldukça düşükken; medyada her uçak kazasının haberi yapılıp uzun uzun konuşulduğu için, insanlar uçak yolculuklarının daha tehlikeli olduğunu düşünür.

    —temsil edicilik kestirme yolu:
    bir olayın ihtimalini var olan bir ana örnek üzerinden, tipik örnek üzerinden, değerlendirme.
    örnek: kısa, mavi saçlı bir kadın gördüğümüzde aklımıza ilk gelen kadının aynı zamanda feminist bir lezbiyen olduğudur. daha önce böyle biriyle tanışmamış olsak bile kararımız çoğu zaman değişmez.

    —çerçeveleme etkisi (framing effect), ( prospect theory):
    bir olayın sunuluş biçiminin, kişilerin o olay hakkındaki kararlarını doğrudan etkilemesi durumu.
    örnek: (bkz: asian disease problem)

    ...
    evet bunlar adı üstünde önyargıdır ama evrimsel süreçte çabuk karar vermemiz gereken durumlarda kimi zaman avantaj sağladıkları da inkar edilemez gerçeklerdir.
    edit:imla
  • ön yargıyı masumlaştırma kılıfıdır.

    verilen örneklerin tamamı safi ön yargıdır ve zaten tamamı, deneyime dayalı olsun ya da olmasın geçmişteki algılardan beslenir.

    o zaman dertleri ne midir?

    her naneyi bilinçaltı ile açıklamaya çalışan fetişist bir hareket vardır ve ne olursa olsun yeni hiçbir bilgi ve beceriyi bağımsız bir oluşum saymazlar. bu da kendi iddialarına basit bir örnek olmalarını sağlar. edindiklerine inandıkları her bilginin kökünde bu ön yargıları yatar. hayaller-ön yargılar...
  • keskin fikirlere dönüşürse çok tehlikeli olacak durumdur.
  • bilişsel önyargılar hiçbir ayrım olmaksızın her insanın kör noktalarını ve neden eskiden beri beşer şaşar dediğimizi ifade ediyor.

    şu linkte tablolar halinde bilişsel önyargı çeşitleri bulunabilir. geçen gün elon musk twitter'da, farkında olmamız halinde kendimizin en iyi versiyonu olabileceğimizin yazdığı başka bir bilişsel önyargı tablosu paylaştı ve bunların herkese küçük yaşta öğretilmesi gerektiğini yazdı.

    bilişsel önyargıların bazıları yobazlara özgüymüş gibi görünüyor ama insanların yobazlar ve daha az yobaz olanlar olarak ikiye ayrıldığını düşünüyorum. hepimiz hayatın her alanında bu önyargılar yüzünden fırsatlar kaçırıyor, işe yararlığımızı azaltıyor ve yalanlara inanmayı seçiyoruz. bunların bize üstünde durularak öğretilmesi halinde çok şeyi değiştirebilir ve sadece birinin bile üstesinden gelmeyi başarsaydık bile çok yol katedebilirdik. en azından en başta farkındalık kazanırdık.
  • bunu bildiğin halde kendinde değiştirmek gerçekten çok zor. hele başka bir insanda kendi tecrübeleri elde ettiği bu önyargıyı değiştirebilmek çok daha zordur. karşıdaki kişi kendini beğenmişse o yargı orda sabit olarak kalır kimse değiştiremez. dostlar size tavsiye vaktimiz değerli böyle uğraşlara girmeye gerek yok. bizler kendi yolumuza bakalım.
  • bence türkiye'de profesyonel ve günlük hayattaki en yaygın cognitive bias türü doğrulama önyargısı (confirmation bias). verinin modellemesini ve kaynağını takip etmek çok zor olduğu için profesyonel hayatta çok güzel yanlış doğrulamalar gördüm. güzeller diyorum çünkü şeytana pabucunu ters giydiriyorlar, emeğe saygı :)

    asıl olay sosyal hayatımızda. sosyal medyadaki "like" gibi etkileşimler konusu sadece beğenilme ihtiyacını hedef almıyor, aynı zamanda doğrulanma ihtiyacını da hedef alıyor. haklı olduğunu destekleme arzusu; onaylanma ihtiyacını karşılayarak özsaygısını yitirmeme ihtiyacı beğenilme arzusu kadar güçlü ve tehlikeli. çünkü inanmak istediğimiz confirmation biaslara sarılıp, bunlarla çelişenleri görmezden gelerek bir yere kadar mutlu olabiliriz.
hesabın var mı? giriş yap