• entellektüel erkek denmiş ama bildiğin izci aranıyor.
  • bana göre entelektüelin kadını erkeği olmaz ve bence türkiye'de entelijansiya da pek yok ama sizin için olsun bakalım. entelektüel, günlük uğraşı* dışında herhangi bir alanda sağlam bir bilgi birikimine sahip ve bunu kendi üslubuna göre yorumlayabilen kişidir bence. bu kişiler de bu kadar bilgi birikimini edinebilmek için genelde boş zamana, yeterli maddi gelire sahip insanlar. dolayısıyla büyük bir kısmı topluma izoledir diyebiliriz belki de. ayrıca sağlam bir bilgi birikimine ve olgunluğa sahip olmak için de belli bir yaşa gelmek gerekiyor. 20'lerin başında böyle birini arıyorsanız bakmanız gereken yaş genel olarak 35 hatta 40'tan başlıyor. o yaşta birini ister misiniz? ayrıca hiçbir entelektüel sanmıyorum ki o kadar bilgi birikimini karşı cinsi tavlamak uğruna yapsın.

    bu da tıpkı kadınların zeki erkekleri sıkıcı bulması başlığına benziyor. bu durumda ya erkeğimiz kendini zeki zannediyordur ya da kadın yeterli zekaya sahip olamadığı için erkekle aynı frekansta bulaşamıyordur ve dolayısıyla sıkılıyordur. bence zeka acayip çekici bir şey ve zeki birinin yaptığı espriler ve muhabbet de bir o kadar keyifli oluyor. başlığa dönecek olursak eğer, bir kadın entelektüel erkek bulmak zor diyorsa karşısındaki insandan önce dönüp kendisine bakmalı.

    tam da bu noktada bir üniversite hocamızın anlattığı hikayeyi paylaşmak istiyorum. hocamızın kızı o dönemlerde* küçük. lütfiye diye bir bakıcısı var. lütfiye eğitimsiz bir kadın. o dönemlerde de ipek şallar çok moda ve pahalı. hocamız da sırf lütfiye sevinsin, bunun kızına daha iyi baksın diye kendisine şal alırken jest olarak bakıcısı lütfiye'ye de alıyor bir tane. lütfiye bunun üzerine "melahat hanım ben çul çaputu ne yapayım! bana vereceksen para ver" diyor. siz yeterli birikime eğer sahip değilseniz karşınıza entelektüel biri çıksa da zaten fark edemeyeceksiniz ve lütfiye gibi ona çul çaput muamelesi yapacaksınız. o şalın değerini anca onu anlayacak bilgi birikimine sahip biri anlar. sizin herhangi bir şeye atfettiğiniz değer bazen karşınızdakinin anladığı kadardır.

    bu konuda bu kadar yakınıyorsanız siz öncelikle kendinizi geliştirmeye bakın. siz kendinizi geliştirdikçe size benzer insanlar karşınıza çıkacaktır zaten. 4-5 yıl önce yabancı biriyle tanışmıştım. adam benim gibi uluslararası ilişkiler mezunuydu ve türk siyasi tarihini o kadar iyi biliyordu ki resmen birikimine hayran olmuştum. aynı frekansta buluşabilmek belki de böyle bir şey. bu tür konularda birikimi olmayan veya ilgisi olmayan birine o adamın muhabbeti çok sıkıcı gelirdi bence. kimdi hatırlamıyorum ama bu başlıklardan birinde biri sormuştu. ben de aynı soruyu soruyorum ve gerçekten de merak ediyorum. farzedelim ki entelektüel birini buldunuz, onunla ne yapacaksınız? ne yapmayı planlıyorsunuz?

    bu insanların bir çoğu topluma soyutlanmış, izole yaşıyor zaten. entelektüel olarak gördüğüm bir hocam 8 yaşından beri evde kitap okuma saati olduğundan bahsetmişti ama bu insan sana bana çok uzaktı işte. sınıfta doğunun ücra bir köşesinden gelmiş, 5 kardeşi olan biriyle herhangi bir empati yapabilmesi mümkün değildi mesela. ne bileyim hayatında hiç maddi sıkıntı yaşamamış mesela. tam bir aristokrat derdik hatta.* labaratuvar faresi gibi işte, kopuk. küçük bir topluluğun içinde yaşamış hep, o topluluğun içinden hiç adım atmamış. evet, böyle biriyle arkadaşlık kurarım, sohbet etmek isterim ama hayatımda böyle bir adam istemem büyük ihtimal.

    dün tanıdığım birinin eşinin internetteki videosunu izledim. ne güzel bir sürü farklı alanda kendini geliştirmiş dedirten biri. dışarıdan bakıldığında gerçekten güzel ve entelektüel bir kadın, işinde de gayet başarılı. hangi erkek böyle bir kadın istemez ki, değil mi? normal hayatta bakıyorum. çocuğuyla doğru dürüst ilgilendiğini görmedim. çocuğa sabah kahvaltı hazırlayan da adam, çocuğu okula bırakan da adam, çocuk hasta olsa doktora götüren de adam, sosyal medyada bile çocuğuyla fotoğraf paylaşan adam. kadının sosyal medya hesabında ne eşiyle ne çocuğuyla fotoğrafı var. evin temizliği veya alışverişi ile ilgilenen de adam. haftasonu olduğunda adam çocukla ya ailesine gidiyor ya da başka bir yere götürüp gezdiriyor çocuğu. kadın da kendi arkadaşlarıyla takılıyor. o kadar zamandır birlikte bir yere gittiklerini çok nadir gördüm. diğer taraftan da sanki ikisi de başkalarıyla takılıyormuş gibi bir izlenim var. bilmiyorum bana anormal geliyor bunlar. evet, kadın başarılı ve donanımlı biri. adam eşinin başarılarını, yaptığı işleri anlatırken gurur duyuyor da hayatı paylaşmak bu değil bana göre. karşınızdaki insanla duygularınızı paylaşamadıktan, beraber vakit geçiremedikten, birlikte dünyaya getirdiğiniz çocuğa ilgi göstermedikten sonra o insanın bilgisinin bir önemi var mıdır sizce? benim için yok.

    bir erkeği gördüğümde alnındaki çizgilerden ne kadar inatçı, huysuz; kaz çizgilerinden ne kadar güler yüzlü olduğunu anlayacak kadar büyüdüm sanırım. birinin bir süre sonra bilgisi kültürü değil, size ne hissettirdiğini, sizde bıraktığı hissi hatırlıyorsunuz. en azından ben daha çok karşımdaki insanın bende bıraktığı duyguyu hatırlıyorum ve bunun önemli olduğunu düşünüyorum. eş, sevgili, hayat arkadaşı yani ismine her ne diyorsanız, bunların ev arkadaşınızdan bir farkı olması gerekiyor.

    bir ilişkiyi yürütmek için her ne kadar benzer düzeylerde birikime sahip olunması gerekiyor olsa da bunun tek başına yeterli olduğunu düşünmüyorum. ilişkide muhabbet her ne kadar önemli ise saygı, sevgi, seks de bir o kadar önemli. seksin kötü olduğu veya içinde güven olmayan bir ilişki bir süre sonra bitiyor. sürdürülebilirliği yok çünkü. sevişmekten keyif almadığım veya arkadaşlarımla dışarı çıktığımda sürekli şüpheci olabilecek biriyle yapamam sanırım. huzur var ya huzur, şu hayattaki en önemli şey. karşımdaki insanın sinema bilgisinden ziyade onunla beraber vakit geçirmekten keyif alabiliyor muyum, ona sarıldığımda mutlu olabiliyor muyum bunlara bakıyorum. benim ilişki tanımımın içinde bunlar var çünkü.

    kendi açımdan herhangi bir alanda muhabbet etmek istersem o tür insanları bulmakta zorluk çekmiyorum. okuduğum kitaplara, edindiğim hobilere de birini bulabilmek adına vakit ayırmadım. bunlar kişisel zevk sonuçta. eğer sırf birini bulabilmek adına bu tür şeyler yapıyorsanız, yapmayın. ilişki çok bilinmeyenli bir denklem gibi. denklemdeki parçalardan herhangi biri* yoksa veya kötüyse zaten karşınızdakinin birikimli biri olup olmaması veya sizin birikimli olup olmamanız bir işe yaramayacak. ondan dolayı bunu kendinize kriter yapmayın. kaldı ki zaten entelektüel çok çok farklı bir kavram bana göre. burada bahsedilen bu insanların herhangi bir konuda donanımlı kadın/erkek bulamamaması bence. eğer karşınıza donanımlı insanlar çıkmadığından veya kadınların kezban, erkeklerin kamil olduğundan bu kadar çok yakınıyorsanız öncelikle kendinizi sorgulayın. genelde benzerler birbirini çeker...
  • kadınların entelektüel olup olmadığımızı anlayacak bir entelektüel birikimi olmadığından
  • "entelektüel kadın bulabilmekten daha kolaydır. " ifadesine katılıyorum.
    lakin ilişkilerinizde sürekli edebiyat, felsefe, siyaset konuşacağınızı zannediyorsanız yanılırsınız.

    bilgi birikiminden çıkardığınız sonuçları ilişkilerinize yansıtabilmek ölçüttür.
  • gayet normaldir. aynı başlığın kadınlı versiyonu da var, o da normaldir. zaten sorun entelektüel partner arayışı değil, entelektüel anlayışınız ve yeni moda "ay çok sapyoseksüelim" havalarınız.

    bi' defa 35 yaşından genç entelektüel olmaz. bilgili-kültürlü farklı bir şey, entelektüel farklı bir şey. entelektüel kelimesi latince intellegere 'den gelir. anlamak demektir. legere de okumak demektir. yani entelektüel, okumuş anlamış, hayata dair fikir edinmiş hatta üretmiş kişidir. 30'lu yaşlardan evvel bu kadar kültürel birikim yapmış, bunları sentezlemiş, hayat görüşünü bunlara göre şekillendirmiş yani bunları yapacak kadar hayat tecrübesi olmuş kişi bulamazsınız. buralarda şikayet eden insanların çoğu eminim 30 yaşında yoktur. neyin entelektüelini bulacaksınız? peki entelektüelin aradığı siz misiniz?

    yaşadığımız ülkenin de bir takım gerçekleri var. tarihte bir tane dahi kaydadeğer filozof çıkarmamış toplumun çocuklarıyız. entelektüel fikir, entelektüel çevrede yetişir. soktates, platon, aristoteles neden aynı zamanlarda küçücük atina'dan çıktılar? newton, leibniz, hooke, wren aynı yerlerde yaşadılar? aynısı adlarını hatırlayamayacağım alman matematikçiler, filozoflar için de geçerli. bunlar aynı üniversitelerin, toplulukların tozunu yutmuş adamlar. entelektüel çevre böyle bir şeydir işte birinin ektiği fikri başkası sular, öbürü meyvesini toplar. hiç on dönüm toprak arazinin ortasında tek bir tane çınar ağacı gördünüz mü? o ortam uygun değilse ya o ağaç da yetişmezdi ya da dağıttığı polen toprağa düşünce başka ağaçlar da filizlenirdi. türkiye'nin "düşün düşün boktur işin" ya da "insanın başına ne gelirse ya meraktan ya yaraktan gelir" gibi atasözleri olan toplumunda entelektüel insan arayışına siz neden girdiniz ki zaten?

    aradığınız belirli bir ya da farklı birçok alanda bilgili-kültürlü bir kişiyse, öyle birinin hak ettiğinizi düşünecek kadar siz de entelseniz zaten bu tarz insanların bulunduğu ortamlara bir şekilde girer ve kendinize uygun arkadaş-sevgili bulursunuz. bulamıyorsanız ya gereksiz kibirlisiniz ya da zaten böyle bir amacınız yok. aradığınız daha basit özellikler (meme, araba) ama sorunu bu şekilde lanse etmek daha havalı geliyor.
  • ed stafford ve bear grylls'in tüm bölümlerini izledim, tabi sadece onları değil belgeseller benim için tvde izlenecek nadir şeyler arasındadır. kitap da okurum, sanat filmlerinden müthiş haz alırım, sinema tiyatroya giderim, ama bunlardan etkilenen kız görmedim.
    en iyi entelektüel birikim bankada yapılan birikimdir. *
  • çoğunuz kendinizi entelektüel zannettiğinizden dolayı ya da entelektüel olmayı copy-paste bilgiler, tipler ve görünüşler olarak sandığınız için başka bir entelektüeli anlamanız zor. farketmeniz daha zor olabilir. gerçi kime ne anlatıyorum ulan. hanginiz kabul edeceksiniz aslında entelektüel olmadığınızı, öyle görünmek ve göstermek istediğinizi. bir entelektüelin başka bir entelektüeli sevmesi de epey zordur aslında. ben değilim ama az biraz tanırım. aslkdj gerçi siz onu da yeaaa aynı filmleri izliyoruz,aynı kitaplarla fotoğrafımız var şapşikle seviyesinde değerlendirdiğiniz için bir şey diyemiyorum. ben kendi kafama sıçayım zaten hala kime laf anlatıyorum.
  • doğru tespit. halbuki bizim kızlar öyle mi? instagram filtresi olsun, alaçatı'da kahvaltıya 250 tl gömmek olsun, gratis'te indirim kovalamak olsun tüm entelektüel faaliyetler mevcut.*
  • kullanmadığınız meydan larus ansiklopedilerini kullanarak evinizde kendi imkanlarınızla yapabilirsiniz
  • belki de sen entelektüel olmadığın için seni görmezden gelmişlerdir.

    (bkz: bir de böyle düşün)
hesabın var mı? giriş yap